izler ara...

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Küçük Hatır(L)a


Geçmişe dair paylaşmak istediğim en özel anlarımdan biri de elbetteki sözümün olduğu o muhteşem gündür. Bu güne dair sizi daha da özel hissettirecek, özel tasarımlar yapmanız geleceğe bırakılacak izler için oldukça mühimdir. Akılda kalıcılığı sağlayan bu izlerin en başında elbetteki anı ölümsüzleştiren fotoğraflar gelir. (Antiparantez, bizi bu teknikle buluşturan, gümüş nitratın güneşte karardığını bularak fotoğraf makinesinin icadına giden yolu sağlayan İbn-i Heysem' e ve karakutu kullanarak tarihte ilk görüntüyü kaydeden mucit Joseph Nicephore' a teşekkürler). Ancak üç boyutlu, elle tutulan ve uzun yıllar saklayabileceğiniz, evinizde de fazla yer kaplamayacak somut bir hatıra o anı yalnızca size hatırlatacak, nicelikce küçük ama nitelikce büyük bir İZ kaynağıdır. Bu küçük ipuçları size ve sevdiklerinize armağan edebileceğiniz en önemli verilerden biridir.
Gelelim asıl meselemize. Söz günü ne yapsam ne üretsem diye düşünürken iğne almak için girdiğim tuhafiyecide bu kurdaleleri gördüm ve hemen bir ışık uyandı. Buna uyum sağlayacak bişeyler bulmalıydım. Çünkü kıyafetimle oldukça uyumlu bir rengi vardı. Sonra bu çiçekleri buldum ve eve gidip silikon tabancasıyla bunları birbirine yapıştırdım. Yeri gelmişken bu konuda yardımıma koşan ben hazırlanırken bu şeylerin yapıştırılmasına yardımcı olan canım arkadaşım, dostum, kardeşim Neşe' me de çok çok teşekkür ediyorum. Ayrıca nişanlımın kıyafetimle aynı renkte bir kravat takmasını istemedim (başlarda iyi fikirdi ama artık sıradanlaştı bence). Bu sebeple, kendime bir taç, nişanlımın ceketine bir kurdele ve sevgili arkadaşıma da bir nedime bilekliği yaptım. Ben hala saklıyorum, onlar da saklıyor :))

Sevgiler,
S.

not1: gelecek günlerde fotoğraf çekimi ve fotoğrafçılar hakkında bir yazı yazacağım, yazmalıyım.

21 Mayıs 2015 Perşembe

Pek Meşhur İçli Köfte Tarifim


(Yaklaşık 45 Adet köfte için)

1 kg bulgur(5 su bardağı)
2 adet yumurta
1 adet büyük soğan
3 su bardağı un
1 yemek kaşığı salça ( biber veya domates salçası)

İÇ HARCI İÇİN;
500 gr kıyma
3, 4 adet orta boy soğan
tuz, baharatlar (isteğe göre 7 çeşit baharat, karabiber ve nane en önemlileri kıymanın güzel kokması için)

YAPILIŞI
Kıymayı geniş bir tavaya az zeytinyağı dökerek suyunu çekmesini sağlayın. Hafifçe pişmeye başlayınca doğramış olduğunuz soğanları kıymanın içine atın tuz ve baharatlarla güzelce pişirin ve soğumaya bırakın. Bulguru sıcak suyla üzerini geçinceye kadar ıslatın ve yaklaşık 10- 15 dk üzerini örterek demlenmesini bekleyin. bu sırada soğanı rendeleyin ve bulgur şiştikten sonra salçayı, rendelenmiş soğanı, yumurtayı unu ve tuzu kattıktan sonra iyice yoğurun.(Yoğurmak şeklini tutturabilmek için en önemli kısımdır). Hamurunuz çok sert olmamakla birlikte elinize yapışmayacak kıvamda olmalıdır. yoğurduktan sonra ceviz büyüklüğünde bezeler yuvarlayın ve (sağlaklara göre) hamuru sol elinizde tutup sağ elinizin işaret parmağıyla yavaşça hamuru sıkmadan oyuk açmaya başlayın. Sabırla, hamurunuzu elinizle hissederek yapın ve içine kıymayı koyduktan sonra içli köftenizi sol elinizin orta ve baş parmağı arasında yavaşça yuvarlayarak ağzını kapatın. Son olarak kızartma tenceresinde yağda çevirerek kızartabilirsiniz.
Afiyet olsun :))
püf1: açtığınız içli köfte oyuklarının ince olması hem lezzet hem de hamurun çiğ kalmaması için önemlidir.
püf2: asla vazgeçmemeli ve aceleci olmamalısınız. Hamuru fırlatıp nimetle şaka yapmamanız da tavsiye olunur:)

Sevgiler,
S.

Davetiyemizin elle çizimini yaptığım taslağı


Bir hikayesi olması gerekliydi davetiyemizin. Çünkü; en mutlu günümüzü sevdiklerimizle paylaşıp, bu güne onları davet edeceğim en özel anların sunumu ve benim de ömrüm yettiğince (hatta muhtemelen mesleğimin vermiş olduğu bilgi ve tecrübelerle konservasyonunu yapıp) saklayacağım yazılı bir İZ ' dir davetiye. Sadece bir kağıt parçası belki çoğu insan için ama özel insanlar için sözün uçup yazının kaldığı en özel davet şekli...
Solda duran göründüğü gibi tek sayfa bir davetiyenin asıl kısmı. Sağdaki ise zarf bölümü. Kurdale ve üstünde duran kalbe benzeyen küçük kırmızı şey ise geleneklerimizde var olan eski davet metodlarından 'okunuk usulü'. Davet edilen kişiye verilen şeker, lokum tavuk vs. gibi hediyelerin düğünü okumak dendiği adetlerimizde ben de davet edilen özel misafirlerimize, gelsinler veya gelemesinler, kalpli bir anahtarlıktan oluşan ufak bir hediyecik vermek istedim. Bilmiyorum aklımdaki herşeyi yapabilecek miyim? Olsun yine de hayal etmek, fikirler üretmek gibisi yok :))

Sevgiler,
S.


12 Nisan 2015 Pazar

NEDEN İZ SECRET?

Merhabalar pek sevgili blogger!
Bugün yazacağım ilk metinde blogumun ismini ve amacını açıklayacağım. Gaye olmadan yol olmaz bence..Gelelim konumuza: Hayatta iz bırakmak gerek elbet.. çünkü tabi ki zaman ve mekan çok çok hızlı ilerliyor. Ve ben hayatımdaki değişiklikleri görmek ve sonra 'iz'lemek için buraya izler bırakmaya karar verdim. Blogumun ismi İZ SECRET: çünkü 'iz' kelime olarak bir çok güzel anlam taşıyor benim için. Şöyle ki; iz, TDK 'ya göre "Bir olay, durum veya yaşayıştan geriye kalan belirti, nişan, emare, alamet, eser" anlamını taşıyor. Bilinçaltımda oluşan algıya göre ise 'iz' izlenen yol ve bu yolda harcanan çaba ( iz sürmek), yaşanan herşeyden geriye kalan tek emare ve işaretlerin izdüşümü gibi anlamlara geliyor. Ayrıca "iz bırakmak" , "parmak izi" gibi deyimler de blogumun ismini benim için değerli kılan diğer sebeplerdir. Secret ise esrar, gizem, gizlilik demek. Neden Türkçe ve İngilizce seçtiğimi ben de sorguladım ama istediğim şey hem evrensel hem de ulusal bir iz olması idi. Tabi 's' ile başlaması da ayrı bir seçim sebebimdi. İleride neden bu ismi seçtiğimi unutmamak için blog ismim hakkında ilk 'iz'imi oluşturma gayreti hissettim. Başta söylediğim gibi zaman; sadece akıp geçmiyor, mekanı ve insanı da değiştiriyor.
Çok tatava yaptım zannediyorum evet. Bu sebepten şimdilik bu kadar yeteerr :)
Sevgiler,
S.